Albüm İncelemesi: The Awakening - Ahmad Jamal Trio

The Awakening – Ahmad Jamal

Miles Davis’in anılarında “Bazen bütün ilhamımı Jamal’dan aldığımı düşünüyorum” dediği Ahmad Jamal ta ki 80’lerde hip hop sanatçılarının cevherini keşfetmesine kadar uzun süre kendi yeteneğinin çok altında ilgi gördü. Gerçi popularitesi genel dinleyici üzerinde az olsa da işi bilen piyanistler için kendisi bir dehaydı ve Herbie Hancock’tan Keith Richards’a, Ramsey Lewis’ten Jacky Terrason’a kadar bir çok yeni nesil Jazz piyanistin tarzlarını belirledikleri dönemde onların ilhamı oldu.

Henüz bu sene (2023) 92 yaşında kaybettiğimiz Jamal 1930 yılında Pittsburgh’da doğdu ve 3 yaşında piyanoya başladı. Ona el verip şöhrete taşıyan ise okuldaki müzik öğretmeni Mary Cardwell Dawson oldu. Bayan Dawson’un o dönem Amerikan Jazz çevrelerinde büyük ağırlığı olan Metropolitan American Academy nezdinde sağlam bağlantıları vardı ve  Jamal henüz 18 yaşında Washington’da bulunan Apollo sahnesinde orkestrasıyla konser vermeyi başardı.
1951 yılında kendi Trio’sunu kuran Jamal, ilk dönemlerindeki bebop tarzın ötesine geçerek klasik Jazz’a daha da yaklaştı ve John Hammond’un da yardımları ile Okeh Records üzerinden kendi kayıtlarını yayınlamaya başladı. İlk kayıtlarından kariyerinin sonuna dek bir çok farklı müzik türünü etkiledi ve yarattığı sesler Nas’ten Gang Starr’a, Pete Rock’tan Madlib’e bir çok farklı sanatçı tarafından sample olarak kullanıldı.

Takvim yaprakları 1970 yılını gösterdiğinde ise öncü bir isim olarak Jamal müzikal anlamda 70’lerin efsanevi gelişini erkenden sezip rotayı Jazz’ın ötesine kıran ilk sanatçılardan birisi oldu ve harika bir albüm olan The Awakening’i yalnızca 30 gün stüdyoda kalarak yayınladı. Michael Jarrett’ın kayıt sürecini anlattığı “Pressed for All Time” kitabında albümün prodüktörü Ed Michel’in belirttiğine göre “Jamal zaten stüdyoya geldiğinde ne istediğini çok iyi bilir durumdaydı. Albümü Ramazan ayında kaydettik ve yaptığımız tek aranjman aslında iftar saati geldiğinde hadi artık Jamal hepimiz çok acıktık oldu.” Diye sözü tamamlar.

Awakening albümüne biraz daha yakından bakacak olursak bütün şarkılar ayrı ayrı güzel ama bence 2 şarkı diğerlerinden daha ön plana çıkıyor. Bunlardan birincisi 60’larda Hancock’un kayıt ettiği “Dolphin Dance”’in Jamal versiyonu. Jamil Nasser’ın bass’ta Frank Grant’ın ise davulda olduğu kayıt klasik jazz ve piyano ritimlerine sahip olmasına rağmen Hancock’un versiyonundan daha hızlı şekilde çalındığı için çok farklı bir tat yakalamış. Benim albümde en sevdiğim şarkılardan bir diğeri ise albümün son parçası olan “Wave” parçası. Steinway piyanoda döktürülen piyano soloları gerçekten muhteşem. Piyanoya eşlik eden kontrbass ve davulun ahengi de şarkıyı çalan Trio’yu klasik müzisyenler olmaktan çıkarıp sanki dalgalı denizde gemiyi rotada ahenkle tutan tecrübeli denizcilere döndürmüş.

Jazz genelde insanın gözünü korkutur ve emek isteyen bir müzik türüdür. Ancak kesinlikle tavsiye edebilirim ki eğer Jazz’a giriş yapmak isterseniz her şeyden önce bu albümle tanışın ve aslında türün köklerinin çok da öyle zorlayıcı olmadığını tecrübe edin ve bu albümü başlangıç noktası belirleyip Jazz’ın derinliklerine dalmak için kendi hazırlığınızı yapın.

Albümü Beatsommelier'de bulabilir ve satın alabilirsiniz. Satın almak için tıklayın

Bloga dön

Yazar

Ahmethan Vural