Muse - Simulation Theory

Bilim kurgu, felsefe ve teknolojinin kesişiminde yer alan bir fikir olan simülasyon teorisi, sanattan bilime birçok alanda tekrar tekrar işlendi. Bu teoriye göre, yaşadığımız gerçeklik aslında gelişmiş bir uygarlık tarafından oluşturulmuş bir simülasyon olabilir. 2003’te Nick Bostrom isimli bir filozofun ortaya attığı bu fikir, Elon Musk gibi isimlerin savunmasıyla geniş kitlelerin ilgisini çekti. Teori, gerçeklik algımızın yapay olabileceğini iddia ederek varoluşumuzu sorgulamamıza neden olmakta. Tıpkı bir video oyunu gibi, yaşadığımız hayat da bir dış gücün kontrol ettiği bir evrende geçiyor olabilir fikrine dayanan bu teori, özellikle yapay zekânın ve sanal gerçekliğin yükselişe geçtiği günümüzde daha da önemli bir konu başlığa dönüşüyor.

İşte Muse, 2018 tarihli “Simulation Theory” albümünde tam da bu temaya, yani gerçeğin içinden sıyrılıp yapay dünyaların içine dalma fikrine odaklanıyor. Grup, distopik senaryolarla ve teknolojik paranoyalarla bezenmiş kariyer çizgisinin belki de en retro, en fütüristik ve en paranoyak albümüyle dinleyicisinin karşısına geliyor. Albümün açılış sözlerine bakmanızı öneririz: 

“Burn like a slave

Churn like a cog

We are caged in simulations”

Gerçek bu olamaz, her şey bir simülasyon!

Muse’un kariyerinin zirve yılları için 2010’ların ortasını rahatlıkla gösterebiliriz. Dünyadaki her stadyumu saatler içinde doldurabilirken üretim aşamasında denemekten ve hikâye anlatmaktan vazgeçmeyen grup, bazen anlatacağı hikayeyle sarhoş olabiliyor. O konseptin kendisi, bazen yaptıkları şarkıların önüne geçebiliyor. “Simulation Theory” albümü bu durumun en net yansımalarından. 4 şarkılık çok güçlü bir girişten sonra dinleyicilerini kontrol altına alan Muse, sonrasında yavaş yavaş ritim kaybediyor. Ritim kaybettikçe ses oyunları albümün tonunu değiştiriyor. 

11 şarkılık albümden yayınlanan 5 teklinin 4’ünün ilk 4 şarkı olmamasına şaşmamak gerekiyor. Muse’la özdeşleşen distopik rock anlatısı devam ederken, albümdeki şarkılar için çekilen klipler de bizi 80’lere ışınlıyor. “Back to the Future”, “Tron”, “Ghostbusters” gibi kült yapımlardan görsel olarak etkilenmiş bu klipler, Muse’dan bahsederken görselliğin en az müzik kadar önemli olduğunun bir hatırlatıcısı.

Kör eden parlaklık

Müzikal açıdan önceki albüm “Drones”un karanlık, militarist dünyasından sıyrıldığını rahatlıkla söyleyebiliriz. “Simulation Theory”, daha parlak, daha cafcaflı, daha göz alıcı ama bu göz alıcılık, bir noktada görme hassasiyetine zarar veren neonlarla aydınlatılmış bir dünya sunuyor.

Stranger Things’e dokunan bir kapak

“Simulation Theory”nin kapağı, Stranger Things’in illüstratörü Kyle Lambert imzası taşıyor. Stranger Things’in 80’ler estetiği ve nostaljisinin görsel yansıması olan kapağın illüstratörü Lambert, aynı dönemden çıkıp gelen albüm için en ideal isme dönüşüyor. Çünkü, 80’lerin bilimkurgu filmlerini, arcade oyunlarını ve synth-pop estetiğini merkezine alan “Simulation Theory”, müzikte retro akımının yeniden popüler olduğu bir dönemde insan içine karışıyor… Muse’un bu akıma kendi kimliğini ekleyip ekleyemediğiyse albümün soru işareti olarak tarihteki yerini alıyor.



Albüm puanı: 6/10

Tür: Rock

Yayın tarihi: 2018

Süre: 42 dakika 

Plak Şirketi: Warner