Janranın geleneği olarak söyleyebilirim ki; klasik bir korku her zaman enfes, okuması iştahınızı açan kurgusal romanla başlar.
1959'da yayımlanan kitap Psycho'da bu kategoride ve Robert Bloch'un sayesinde Hitchcock'un kamerası altında uyarlanabilir olmuş. Evet, kapılar birbiri ardını açarken, bir yönetmenin de en az uyarlanan bir senaryoyu çekmesi kadar, o senaryonun çekimi için gerekli mataryellerde usta isimlerin gerekliliğini hissetmeliyiz. Yine de bizim odak noktamız elbette bilindiği üzere müzik! müziğin kalitesi, dinamiği ve yaratıcısı.
"Bernard Herrmann" bu noktada bizimle.
Herrmann beyefendinin "Psycho" için hazırladığı eserlerin çoğu (başta Prelude) unutulmaz yaylılar ve ikonik çığlık seslerinin kemanlarla karakterize edilen titiz orkestrası, filmin yoğun psikolojik atmosferini yaratmada çok önemli bir rol oynuyor.
Eski bir tarihte çekilmiş olsa da, müziğin güçlü yükselişleri izleyicide silinmez bir iz bıraktığına emin olduğum duş sahnesi gibi önemli anların ayakkabılarını parlatıyor. Bu sahne her açıdan bir devrim olarak sayılabilir, en azından korku unsurları için...
Herrmann'ın Hitchcock'la olan işbirliği, gerilim türünde müziğin yenilikçi kullanımıyla dikkat çekici, bunu inkar edemeyiz. Yalnızca yaylı çalgıları kullanma ve geleneksel orkestra notalarından vazgeçme kararı (genel olarak filmler için) çığır açıcıydı. Bu minimalist yaklaşım sadece filmin anlatımına uygun olmakla kalmadı, aynı zamanda müziğin sinemada gerilim ve korkuyu nasıl artırabileceğine dair yeni bir standart da belirledi, ki günümüzde de halen birçok korku filminde de bu denli bir gerilim için buna başvuruluyor.
Ben en az bir kostüm yahut cast seçimi kadar (eskiden daha özenle davranıldığını düşünsem de) müziklerin en az filmin yarısı kadar etki alanına sahip olduğunu düşünüyorum. "Psycho" film müziği, Herrmann'ın gerilimden huzursuzluğa kadar çeşitli duyguları uyandırma yeteneğini sergilerken müzikte kullanılan uyumsuz akorlar ve alışılmadık teknikler, filmin genel korku duygusuna katkıda bulunuyor. Film müziğinin etkisi filmin ötesine, korku türündeki sonraki nesil bestecileri ve film yapımcılarını etkiliyor, bu yüzden de devrimsel olduğunu iddia edebiliyorum.
Velhasıl filmin psikolojik etkisini artırma ve sinemada müziğin kullanımına yeni standartlar getirme yeteneği, film tarihindeki en ikonik ve kalıcı film müziklerinden biri olma konumunu güçlendiriyor.