Bugün bir tarif buldum, belki de paylaşılmaması gereken? Yine de bir ipucu; ismi Tom Waits elindeki içkisi ucuz bir Bourbon!
Sevgili, samimi Beatsommelier klasiği içeriğimizin mutlaka kesişeceğine kanaat getirdiğim, uzakta bir yerlerde, koca yanık fıçılarda beklemiş bourbon kokusu ciğerlerimi doldururken Tom Waits hep bu anı beklemiş gibiydi.
Tarihi ABD ve lokal olarak yukarı Kentucky gibi gözükse de, bir yudum Amerikan 'viskisi' sizi dünyada bir yerde olduğunuza inandırabilir. Virginia, Bourbon'dan gelen adı, Amerikanın resmi yerel ürünü olarak kabul edilişi, ezilmiş mısır, çavdar, buğday ve arpa karışımının damıtılması sonucu elde edilişi, %40-63 alkol oranı, akabinde Tom Waits gibi yüce insanların ağzına sakız oluşu. İşte bourbon, benden daha fazla dünyaya kök salmış ve karşınızda.
Rain Dogs albümünden (1985) fırlayan "Jockey Full of Bourbon" Jim Jarmusch gibi alternatif Amerikan sinemasında sözünün geçtigi filmlerin soundtrack'i olmasının yanında (Down by Law), bizzat şarkıyı söyleyen Tom Waits'i de yedeklere bakmadan oynatmayı da seçti Jarmusch.
Tom Waits'in unutulmaz şiirselliği ile yazdığı "Jockey Full of Bourbon" yanında, oyunculuğu da katıldığında bu şarkıyı öne çıkartmaya zaten hak kazanmış oluyor. Böyle olunca da haklı olarak cesur anlatım ve duygulu bir melodi, iyi bir bourbon yudumlatmak istiyor insana.
Şarkının blues, caz ve folk öğelerini bir araya getirmesi, her bir nota ve sözün engin ve katmanlı bir deneyime katkıda bulunmasıyla bourbon içkisinin karmaşıklığını yansıtıyor.
Ağır alkollü içkileri sevmiyor olsam da bourbon çok karakterli bi' içki. Lezzet profili ve derin tarihiyle bilinen bourbon, Waits'in müzikal yaratımıyla bir akrabalık paylaşıyor diyebilirim (bu benzetmeyi sevdim). Waits yarattığı albümlerde bu lezzet profilini hep önde tutmayı becerebilmiş kaçık herifin teki.
Ayrıca Bourbon üretiminde kullanılan yaşlandırma süreci, çeşitli besinlerden yapılabilmesi ve işçilik, "Jockey Full of Bourbon" nezdinde ayrıntılara gösterilen özeni yansıtıyor. Hem şarkı hem de şarkının ruhu özenle hazırlanmış ve duyuları büyüleyen bir ürün ortaya çıkarıyor.
Bilirsiniz; yemek borunuzdan midenize, ağızdan başlayan sindirim sistemimiz, dudaklarımızdan yola çıkarak geçecek bu kült alkolün yakabileceği her yeri yakarak oraya ulaşacak oluşunu. Bu viskiye ait bir şey gibi geliyor bana, sıcak kucaklaması gibi belki de?
Şarkının dumanlı alt tonları ve ritmik karmaşıklığı, şöminenin yanında iyice yıllanmış bir bourbon yudumlamanın duyusal yolculuğuna paralel; her ikisi de zamansızlık ve tefekkür duygusunu uyandırırken, bahsettiğim sıcak kucaklama peşimizi bırakmıyor.
Sonsöz:
Amerika'da çarpıcı hikaye ve kurgusal romanlarıyla ünlü, şahsen bu çarpıcılığı karşısında korktuğum aslen Fransız olan yazar Boris Vian'ın ünlü karakterlerinin de bourbon bağımlısı, sayko ve garip tipler oluşuyla başlayan bourbon sevgim, en nihayetinde Amerika tarihinde kalıcı yer edinmiş bu sert içkiyi tanımaya ve anlamaya itti.
Bir içki, öncesinde bira, sonrasında genleriyle oynarcasına damıtalarak erişkin hale gelişi.
Bu tatlı bir metafor gibi, bize, insanlara benziyor, görebiliyorum